Doğal
güzelliklerin, mitoloji ve tarihin eşsiz evi Ege...
Heredot’un“ yeryüzünde bildiğimiz en güzel gökyüzü
altında ve en güzel iklime sahip uygarlıklar vadisi” olarak adlandırdığı
Ege’de, ilkçağ krallıklarından günümüze miras kalan eserleri, Helenistik ya da
Roma döneminden dokuları ve antik kentlerin kalıntılarını yan yana görebilir,
uzayıp giden kumsallarda denize girip, birbirinden güzel koyları yeniden
keşfedebilirsiniz.
İzmir ve çevresi, tarihi ve doğal güzellikleri ile
her yıl milyonlarca turisti çeken yerleşim yerleri ile çevrilidir. Binlerce yıl
boyunca tarihin en önemli uygarlıklarına ev sahipliği yapan bu yerleşimler,
kenti çepeçevre sarmalamıştır. Çoğu kent merkezine oldukça yakın olan ve toplu
taşıma araçları ile de kolayca ulaşılabilen bu merkezlerde mitolojinin ve
geçmiş uygarlıkların ayak izlerini takip etmek mümkündür.
Çeşme: Türkiye’nin önde gelen tatil
beldelerindendir. İzmir’e 90 km uzaklıkta ve otoyol ile ulaşılabilen Çeşme,
M.Ö. 3000 yıllarında kurulan Erythrai krallığına ev sahipliği yapmıştır. Dünya
çapında turizm tesisleri, eşsiz kumsalları, masmavi denizi ile her dönem ilgi
çekici olmuştur. Çeşme’ye bağlı Alaçatı, doğal özellikleri nedeniyle sörf ve
benzeri su sporları için önemli bir merkezdir. Ayrıca çeşitli etkinliklerin
düzenlendiği Çeşme Kalesi ve Kervansaray’da mutlaka görülmelidir. Çeşme İzmir
arasında yer alan Urla ve Çeşmealtı’da benzeri güzellikte yerleşimlerdir.
Selçuk -
Efes - Meryem Ana: Efes antik kentinin kalıntılarının bulunduğu Selçuk, İzmir’e
100 km uzaklıktadır. Selçukta bulunan ve Hristiyanların kutsal mekanlarından
sayılan Meryem Ana Evi her yıl onbinlerce turisti çeker. Efesteki Antik
tiyatro, evrensel kültürel mirasın seçkin örneklerinden birisi olmasının
yanısıra yaz ayları boyunca konserlerin de düzenlendiği yerlerdendir.
Kuşadası: İzmir,Efes,Meryem Ana,Milet, Didim,
Pamukkale gibi önemli turistik merkezlerin odağında bulunmaktadır. Efes'e bağlı
Neopolis ismi ile İonlar tarafından kurulduğu sanılmaktadır.Yaz ayları boyunca
yerli ve yabancı turistlerin rağbet gösterdiği bir merkezdir.
Foça: Helen Uygarlıklarından Perslere,Cenevizlilerden
Osmanlılara kadar birçok kültürün izlerini yan yana taşıyan Foça, sessiz sakin
bir tatil tercih edenler için idealdir. Sayıları çok azalan Keşiş Fokları
Foça’nın sembolü haline gelmiştir. Karaburun, Mordoğan, Gümüldür, Özdere daha
az bilinen ancak giderek artan bir ilgi uyandıran,kent merkezine oldukça yakın
yerleşimlerdir.
Gölcük -
Bozdağ: Sıcak yaz günlerinde serin bir sığınak olarak
kullanılabilecek, kış aylarında kayak yapılabilecek, deniz seviyesinden 1,100 m
yükseklikte bir tatil beldesidir.
İzmir Kuş
Cenneti: Kent merkezine 40 km uzaklıkta, aralarında soyları
tükenenler dahil bir çok kanatlı türüne ev sahipliği yapan eşsiz bir doğa
parçasıdır. Türkiye’de tekstil sektörünün merkezi sayılan Denizli, dünyaca ünlü
mermer ve traverten merkezleri Afyon, Burdur, Uşak İzmir’e komşudur.
Tarihle,
denizle ve kendisiyle barışık bir kent; İzmir...
İzmir’e adım attığınız anda kendisiyle barışık ve
huzur dolu bir kent olduğunu anlayacaksınız. Şehir sizi yormayacak ve
ayrılırken yüzünüzde bir tebessüm kalacak.
İzmir 5000 yıllık bir tarihe ve zengin bir
kültürel dokuya sahiptir. İlk ismi Smyrna’yı bir Amazon prensesinden aldığı
iddia edilir. Zeus’un oğlu, İzmirli Tantalos’un gördüğü eziyet, dünyada birçok
dile “Tantalos İşkencesi”olarak yerleşmiştir. Fetihlerden yorulan Büyük
İskender’in, Mont Pagos’ta (Kadifekale) uyurken rüyasında gördüğü kahinin
isteği üzerine, uyandığı yere bir kale yaptırdığı anlatılır. Birkaç yüzyıl
önce, Ege’nin berketli topraklarının üzüm, tütün ve pamuğunun cazibesine
kapılan İngiliz, Fransız, İtalyan ve diğer ülkelerden gelip yerleşen
tüccarların izlerini her köşe başında görebilirsiniz. O günlerde bu ürünleri
taşıyan rayların hala çalıştığına tanık olabilirsiniz. Ulusal Kurtuluş
Savaşı’nın noktalandığı yer olan İzmir, İktisat Kongresi ile ülkenin ekonomik
geleceğine yön verilen kenttir. İzmir, çevresindeki birçok şehir için de çekim
merkezidir. Limanı, Organize Sanayi Bölgeleri ve giderek artan yerli/yabancı
yatırımları ile kent, canlı bir ekonomiye sahiptir.
Kordon, Kemeraltı, Alsancak, Pasaport, Teleferik,
Agora, Asansör, Karşıyaka kentin ana karakterini oluşturan, herkesçe bilinen
çok güzel semtler olmasına rağmen, İzmir’i akla getiren esas kavram “fuar”dır.
Türkiye’de düzenli olarak fuar düzenlenen ilk şehirdir. İzmirliler, her yıl
Ağustos ve Eylül aylarındadünyanınve ülkeninher tarafından fuar için kente
gelen konuklara alışkındır. İzmir Enternasyonel Fuarı yanında son yıllarda
düzenlenen ihtisas fuarları, şehrin fuarlar ve kongreler kenti olma iddiasını
destekler bir seyir izlemektedir. İhtisas fuarcılığının ve kongrelerin etkisi
ile artan konaklama kapasitesi ve çeşitlilik de tatmin edicidir. Hem yerel hem
de uluslararası zincirlere ait birçok konaklama tesisi bulunmaktadır. Büyük
çoğunluğu uluslararası standartlara göre düzenlenmiş bu tesisler, konuklarınıza
gerekli konforu sunabilecek şekilde donatılmıştır. Tüm bu özelliklerin İzmir’i
alışılagelmiş rotaların dışında bir fuar ve kongre merkezi olarak ön plana
çıkarmaktadır.
Kentte derin bir iz bırakan levanten kültürünün
etkileri ile Anadolu kültürünün izlerini yanyana görebilirsiniz.Tarihi boyunca
her zaman önemli bir liman kenti olan İzmir, yeryüzünde denizle en barışık
şehirlerden birisidir. Herhangi bir noktadandenizi görmek için kendinizi
zorlamanıza gerek kalmaz. Kordon boyunca sıralanan kafeler ve balık
restoranları ülke çapında haklı bir ün edinmişlerdir. İnciraltı da çevresel
düzenleme ve restoranlar açısından her zaman ilgi çekici olmuştur.
İzmir hareketli bir sosyal yaşama sahiptir. Kent
merkezinde keşfetmek, dinlenmek, konaklamak ve İzmir lezzetlerinin tatmak için
çok çeşitli seçenekler vardır.